George Orwell- Bin Dokuz Yüz Seksen Dört - Kitap Okuma Projesi

George Orwell- Bin Dokuz Yüz Seksen Dört



Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Genel Bakış

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, George Orwell tarafından kaleme alınmış bir roman olup distopya romanlarının en önemlilerinden biri olma özelliği taşır. Orwell, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü 1946 yılında verem tedavisi görürken yazmaya başladı ve kitap ilk olarak 1949 yılında yayımlandı.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Konusu

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'de dünya üç büyük devlete ayrılmıştı. Bunlar Okyanusya, Doğuasya ve Avrasya. Bunlardan Okyanusya, Büyük Birader adındaki kişinin partisiyle yönetiliyor. Büyük Birader toplumun insani yönlerinden arındırılmasını istiyor ve bu sistemde düşünce, aşk, bellek veya günlük tutmak gibi insani eylemleri kısıtlayarak insanın özgürlüklerini tamamen ortadan kaldırıyor. Bunu da her yere koymuş olduğu tele-ekranlar sayesinde denetliyor. Bu tele-ekranlar iki taraflı çalışıyorlar. Hem yayın yapıyorlar hem de tele-ekranın olduğu yerdeki görüntüleri ve sesleri alıyor. İşte Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Orwell'ın insanların makineleştiği, tek tip haline geldiği, zihinlerinin bile kontrol altına alındığı geleceğe yönelik bir kabus senaryosudur. 

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Yorumum

Okumuş olduğum ilk distopya eser Aldous Huxley tarafından yazılmış olan Cesur Yeni Dünya kitabıydı ve bundan yaklaşık 3-4 sene önceydi. İtiraf etmeliyim ki Cesur Yeni Dünya bitirmek için kendimi çok zorladığım ve hatta bir defa okumayı bırakıp bir süre sonra tekrar başladığım bir kitap. Bu yüzden de distopya eserlere karşı bir ön yargım ve korkum oluştu. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü de bu yüzden okumayı hep erteledim. Ama erteleyerek doğru olanı yaptığımı düşünüyorum.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, George Orwell'ın okuduğum ilk kitabı oldu. Orwell'ın anlatımını çok beğendim. Kitabın neredeyse hiçbir yerinde sıkılmadım. Ki distopik kitaplarda o içinizi boğan gelecek senaryosunda sıkılmanın çok da anormal olmadığını düşünüyorum. Ama Orwell bunu çok iyi bir şekilde başarmış. Bende Orwell'ın kaleminden çıkmış diğer kitapları okuma isteği uyandırdı.

Yukarıda kitabın konusu kısmında belirttiğim gibi kitap bize kabus gibi bir gelecek senaryosu sunuyor. İnsanların bütün özgürlükleri ellerinden alınıyor. Sevemiyorlar, aşık olamıyorlar, seçemiyorlar, düşünemiyorlar bile. İnsanların düşünceleri bile kontrol altına alınıyor. Geçmiş diye bir şey yok. Zaten ya doğumundan beri partinin içindesin ya da geçmişini yok ediyorlar. Etrafındaki insanlar, önceden olan şeyler. Bir bakıyorsun geçmişinde ne olduğunu unutuvermişsin, sanki hiç yaşanmamış gibi. Ki bırakın partiden önceki geçmişi parti beş gün önce yaşanmış bir şeyi bile değiştirebiliyor. Bunu da elbette kendi çıkarları uğruna yapıyor. Mesela eğer bir insanın yaptıkları veya düşünceleri partinin çıkarıyla çatışıyorsa o insanı tamamen yok ediyor. Sanki hiç var olmamış gibi kişinin o zamana kadar tüm yaptıkları veya adının geçtiği her yer yok ediliyor. Böylece o insan hiçbir zaman doğmamış gibi oluyor. Ki bu gerçekten çok korkunç. Yıllarca her gün gördüğün iş arkadaşın bir anda yok oluyor ve diğer herkes bunu kabullenip yaşantılarına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor.

Orwell, kötü bir yönetimin nasıl olduğunu çok iyi anlatmış. Şu zamanda bile kabul görülebilecek sistem eleştirileri olduğunu fark edeceksiniz siz de.

Tavsiye Eder Miyim?

Ben kitabı çok sevdim hem de ekonomik sistemler konusuna tam olarak hakim olmamama rağmen. Bunlara benden daha çok hakim olan birinin eleştirileri çok daha iyi anlayacağını düşünüyorum. Yine de ben çok sevdim. Birkaç yılda bir okunsa iyi olur diye düşünüyorum. Okuyun ve hatta okutun.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Alıntı

" İnsanın azınlıkta olması, tek kişilik bir azınlık olması bile, deli olduğu anlamına gelmiyordu. Bir doğru vardı, bir de doğru olmayan; doğruya sarıldığın zaman tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun."

8/110

Diğer kitap incelemelerine aşağıdaki isimlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Yorum Gönder

0 Yorumlar