Jack London- Martin Eden - Kitap Okuma Projesi

Jack London- Martin Eden



Martin Eden Genel Bakış

Martin Eden, Amerikalı yazar Jack London tarafından 1909 yılında kaleme alınmış bir roman. Jack London'ın kendi yaşamından izler taşıyan Martin Eden, 20. yüzyıl başında ideolojik ve sosyal konuları ağırlıklı işlemesiyle Amerikan edebiyatında büyük ilgi görmüştür.

Martin Eden Konusu

Martin Eden, işçi sınıfından gelme eğitimsiz, kaba bir gencin kişiliğini kaybetmeden burjuva sınıfına atlamaya çalışmasını konu alıyor. Zengin bir ailenin kızı olan Ruth'a aşık olan Martin, sevdiği kadına ulaşabilmek, onun sınıfına girebilmek için başarılı bir yazar olmaya çalışır. Etrafındaki herkes tarafından başarısız olacağı düşünülür ve kimse bu yolda ona inanmaz. Fakat hayallerinden ve bunu başaracağına olan inancını hiçbir zaman kaybetmeyen Martin bunun için varını yoğunu ortaya koyar.

Martin Eden Yorumum

Martin Eden, beni Jack London ile tanıştıran kitap. Ki London ile tanışmak için en ideal seçim bu herhalde çünkü bu roman London'ın yarı otobiyografik romanı olma özelliğini taşıyor.

Kitap işçi sınıfından gelme eğitimsiz, kaba saba bir gencin üniversitede okuyan burjuva sınıfına ait olan Ruth'a aşık olması ile başlıyor. Tanıştıkları ilk andan beri sınıfsal farklılıklarının bilincinde olan Martin bu fark ortadan kalkınca birlikte çok mutlu olacaklarına inanır. Bunun için de kendini geliştirmeye çalışır. Sürekli kitap okur ki bu kitaplar genelde felsefe üzerinedir. Aynı zamanda başarılı bir yazar olabileceğini düşünür ve yazmaya başlar. Fakat uzun bir süre yazdıkları kimse tarafından beğenilmez. Böylece etrafındaki kimse başarılı olacağına inanmaz. Sadece Martin kendine inanmaktan vazgeçmez. 

Bu şekilde anlatınca kitap sanki bir aşk romanı gibi geliyor fakat hiç öyle bir kitap değil. İçinde çok fazla derin düşünceler barındıran bir roman. Elbette aşk da barındırıyor içerisinde ama London'ın anlatmak istediği bundan çok daha fazla. 

İşçi sınıfı, burjuva sınıfı, sosyalizm ve Nietzsche'nin bireyciliği gibi konular çok güzel işlenmiş ve bunlar hakkında sosyal eleştiri bol miktarda bulunuyor. Sosyalist olan London'ın Nietzsche'nin bireyciliğini savunan bir ana karakter yaratması ve eleştirilerini bu şekilde açıklaması bana ne kadar iyi bir yazar olduğunu gösterdi. 

Kitapta beni en çok etkileyen kısım şöhret kazanmadan önce fikirlerini yanlış bulan, Martin'i küçümseyen herkesin şöhretten sonra kendisini sürekli yemeğe davet etmeleri, yolda karşılaşınca kendisine selam vermeleri sonucu Martin'in " bu yazılar önceden yazılmıştı, ben aynı kişiyim, bende hiçbir değişim yok" gibi düşüncelere boğulup kendini trajik bir sona sürüklemesidir.  

Son olarak söylemek istediğim bir şey var. Ben kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları baskısından okudum. Bu baskıda kitabın sonunda notlar kısmı bulunuyor ve çevirmen Levent Cinemre kitabı daha iyi şekilde anlayabilmemiz için açıklamalar yapıyor. Bu kitap açısından bence çok iyi düşünülmüş çünkü kitap bilmediğimiz o kadar çok sanattan, felsefeden, kültürden bahsediyor ki bunları bilerek okumak çok yarar sağlıyor. Bu konuda sıkıntı gördüğüm tek şey sürekli arkaya dönüp okuyup geri dönmek pek pratik değil. Ama açıklamaların uzunluğu da sayfanın alt kısmına verilecek gibi değil. Sonuç olarak okumamıza katkı sağladığını düşünüyorum bunun.

Tavsiye Eder Miyim?

İçinde bolca eleştiri barındıran, sizi düşünmeye teşvik edecek bir roman. O aşkı anlatım kısımları biraz sıkıcı fakat onun dışında bence kitap oldukça sürükleyici. Tavsiyemdir, okuyun. 

Martin Eden Alıntı

" Yaşanmış günler yaşanacak günlerin içinde erir, saatlerin günün içinde, haftaların ayların içinde eridiği gibi. Harcanmış günlerden insana kalan yalnızca yaşadıklarıdır. Bu yaşadıkları kayda değerse onun ruhunda, belleğinde unutulmaz izler bırakır. Günler aynı tonda geçiyorsa hayat çekilmez olmaya başlayacaktır."


13/110

Yapmış olduğum bazı kitap incelemeleri:
 


Yorum Gönder

0 Yorumlar